19 Mayıs 2014 Pazartesi

Jüpiter’in Lekesi Küçülüyor!!


Jüpiter’in markası haline gelmiş Büyük Kırmızı Leke’nin küçülmeye başladığı belirlendi. Lekenin içindeki oval şeklin noktasal boyuta doğru küçüldüğü görüldü. Aslında 1930’lardan bu yana küçülme olduğu söyleniyordu ancak NASA/ESA Hubble Uzay Teleskopu bu küçülmenin her zamankinden daha farklı olduğunu gösterdi.


Jüpiter’deki Büyük Kırmızı Leke atmosferdeki bir çalkantıyla ya da yüksek basınç nedeniyle oluşmuş dev bir fırtınanın varlığını gösteriyor [1]. Sarı, turuncu ve beyaz katmanlarıyla dev gezegenin gözü gibi görünen lekede, saatte yüzlerce kilometre gibi muazzam hıza ulaşan rüzgârlar hâkimdir.
1800’lerden [2] bu yana dikkatle izlenen leke o sıralarda üç Dünya’nın yan yana sıralanacağı kadar geniş olup 41.000 kilometre uzunluğa sahipti. 1979 ve 1980 yıllarında NASA’nın Gezgin (Voyager) görevleri lekenin 23.335 kilometreye kadar küçüldüğünü hesaplamıştı. Hubble yeni görüntüler eşliğinde lekenin küçülmeye devam ettiğini gösterdi.
NASA’nın Goddard Uzay Uçuş Merkezi’nden Amy Simon: “Yeni Hubble gözlemleri lekenin 16.500 kilometre çapına yani, şimdiye kadar ölçülen en küçük çapa ulaştığını gösteriyor” diyor.

Hubble’ın Geniş Alan Kamerası 2 ve 3 ile sırayla 1995, 2009 ve 2014 yıllarına göre elde edilmiş görüntülerde de lekenin küçüldüğü görülüyor. (NASA, ESA, and A. Simon (Goddard Space Flight Center))
2012 yılında başlayan amatör gözlemler lekenin küçülme hızında gözle görülür bir artış olduğunu ortaya koymuştu. Buna göre leke her yıl 1000 kilometre kadar küçülüyordu. Bu küçülmenin nedeni ise henüz bilinmiyor.
“Gözlemlerimize göre fırtınanın içerisindeki küçük girdapları beslediği açıktır. Biz Büyük Kırmızı Lekenin iç dinamiklerinin değişime uğradığını ve bunun da hızında değişime neden olduğunu sanıyoruz” diyor.
Simon ve ekibi şimdi bu küçük girdapların dev fırtınanın momentumunu nasıl etkilediğini anlamaya çalışıyor.
Jüpiter’in bu yeni görüntüsü Hubble’ın Geniş Alan Kamerası 3 ile 21 Nisan 2014 tarihinde alındı.
Notlar
[1]Büyük Kırımızı Leke bir yüksek basınç sonucunda oluşmuş dev bir fırtınadır. Bu leke Jüpiter’in Güney yarımküresinde olup saatin tersi yönde dönmektedir.
[2]Büyük Kırmızı Leke 1800’lerden önce de farkedilmiş ve kayda alınmış olabilir. Bazı gökbilimciler Büyük Kırmızı Leke’nin kalıcı olduğunu sanmıyor. Ancak bu lekenin 1600’lü yıllarda da görüldüğüne ilişkin çeşitli ipuçları bulunuyor.

En büyük dinazor bulundu

Arjantin'de dünyanın en büyük dinozorunun kemikleri bulundu. Dinozorun, 7 katlı bir apartman yükseliğinde olduğu tahmin ediliyor.

Arjantin'de dünyanın en büyük dinozorunun kemikleri bulundu. Ağırlığının tam 77 ton olduğu tahmin ediliyor.
Kemiklerinin bulunduğu yerse Arjantin'in Patagonya bölgesi. Bilim insanlarına göre kemikler, dünyanın bugüne kadar bilinen en büyük dinozoruna ait.
toplam 14 fil ağırlığında olan dinozorun boyu da tam 20 metreyi buluyor. yani boyu, 7 katlı bir apartmanın yüksekliğine ulaşıyor. Başı ve kuyruğu arasındaki uzunluğuysa tam 40 metre.
Devasa dinozorun Patagonya ormanlarında yaklaşık 100 milyon önce yaşadığı tahmin ediliyor.
Çölde bir çiftinin farketmesiyle bulunan dinozora şimdi bilimsel bir isim aranıyor.

8 Mayıs 2014 Perşembe

NASA, Mars’ta bitki yetiştirme hazırlığı yapıyor.

NASA bir süredir testlerine devam ettiği Vegetable Production System/Bitki Üretim Sistemi’ni Mars’a taşımayı Kısaca VEGGIE adını verdiği programla uzayda bitki yetiştirmenin teknik olarak mümkün olduğunu kanıtlayan NASA Uluslararası Uzay İstasyonu’nda yaptığı denemelerin ardından yeni hedefinin Mars’ta üretim yapmak olduğunu açıkladı.

NASA, Vegetable Production System
Curiosity aracının sağladığı veriler ışığında Mars’a gönderilecek yeni araç Mars ikliminde hayatta kalabileceğini düşündüğü birçok tohumu da beraberinde götürecek. Mars yüzeyindeki yüksek radyasyona rağmen hayatta kalabileceğini düşündüğü birkaç çiçek türünün yetiştirilip yetiştirilemeyeceğini deneyecek olan NASA bu işlem için özel bir robot geliştiriyor.
mpx
2021 yılında hayata geçirilmesi planlanan Mars Plant Experiment (MPX) için Arabidosis adı verilen bir çiçeğin tohumları kullanılacak. Gezegenin şu anki ekosistemi tam olarak çözülemediğinde direkt Mars toprağı yerine özel bir bölmeye ekilecek olan Arabidosis tohumları geliştirilen özel robotlar aracılığıyla büyütülmeye çalışılacak.

c++ dersleri ders 1

4 Mayıs 2014 Pazar

Servet Tazegül Avrupa Şampiyonu Oldu

Milli sporcu Tazegül, Avrupa Tekvando Şampiyonası'nda altın madalya kazandı.



Avrupa Tekvando Şampiyonası'da, milli sporcu Servet Tazegül, 68 kiloda birinciliği kazandı.
Azerbaycan'ın başkenti Bakü'deki Serhedçi Spor Merkezi'nde, 47 ülkeden 363 sporcunun katılımıyla düzenlenen turnuvanın dördüncü gününde erkeklerde 68 ve 74, kadınlarda ise 53 ve 67 kilo müsabakaları yapıldı.
Erkekler 68 kiloda tatamiye çıkan Servet Tazegül, ilk maçında Bulgar Vladimir Dalakliev'i 8-7 mağlup etti.
Tazegül, ikinci karşılaşmada İspanyalı rakibi Daniel Quesada Barrera'yı 8-7 yenerek, yarı finale çıktı.
Tazegül, Moldovalı rakibi Vladislav Arventii ile çıktığı yarı final maçında 21-23 geride olmasına rağmen, rakibi 10 ihtar aldığı için hükmen galip gelerek finale yükseldi.
Tazegül, finalde Rus rakibi Aleksey Denisenko ile 10-10 berabere kaldığı maçı, "Altın vuruş"la kazanarak Avrupa şampiyonu oldu.

1 Mayıs 2014 Perşembe

Örümcek Ağının Yapısında Ne Vardır?

Örümcekler günümüz teknolojisinin bile çözemediği inanılmaz canlılardır. Örümcek ağının çok özel nitelikleri olan sağlamlık ve esneklik bugüne kadar taklit edilemedi. Aynı çaptaki bir çelik telden iki kat daha güçlü olan bu doku ne kadar çekilirse çekilsin orjinal durumuna dönecek kadar esnektir.


Örümcek ağları kendine yüksek hızla çarpan nesneleri yırtılmadan esneyerek frenler. Tekrar gerisin geriye yaylanmadığından nesne ters yöne fırlamaz, yapışır kalır. Örümcek ağının esneme kapasitesi bugün yapay olarak üretilmiş en iyi telin neredeyse dört katıdır.

Bu maddeyi yapay olarak elde etmeyi hala başaramayan bilim insanlarının örümcek çiftliği kurup, örümcekleri sağarak, ipliklerini aldıklarını biliyor muydunuz? Yaklaşık 2.5 santimetre boyundaki bu örümceklerden günde hayvan başına 320 metre (yaklaşık 3-5 gram) iplik elde ediliyor ve bu iplikler ABD ordusuna kurşun geçirmez yelek yapmada kullanılıyor.

Dünyada 34 bin örümcek cinsi tepit edilmiştir. Yani her cins örümcek farklı özellikler taşır. Örümceklerin hepsinde zehir bezleri vardır, ama karadul örümceği, kahverengi örümcek gibi çok az türü insana zarar verebilir. Dünyanın en büyük örümceği ise Güney Amerika'nın kuzey kısmında yaşayan “Goliath Trantula” isimli dev örümcektir. Erkeğinin bacağının boyu 25 santimetreyi bulur. Kurbağaları, kertenkeleleri, fareleri ve hatta küçük yılanları yakalayıp yiyecek kadar güçlüdür.

Örümcekler, diğer böceklerden farklı olarak sekiz bacağa ve sekiz göze sahiptirler. Büyüme safhasında bir bacak kırılırsa yerine yenisi gelebilir. Vücutları iki parça olup arka kısmındaki bezlerden ağ üretimi başlar, buradaki çok ince deliklerden sıvı ve damlalar halinde verilen ağ malzemesi dışarı çıkar çıkmaz donar.

Örümcek ağının her tarafı yapıştırıcı değildir. Kurban ağa yakalanınca yapışkan kısmı bildiklerinden kendileri de ağa yakalanmadan onun yanına kadar giderler. Örümcek ağını amacına göre farklı şekillerde örer. Ağdaki ipliklerin de cinsleri yerlerine göre farklıdır. Yumurtaların sarmalanması için ürettiği yumuşak iplik onu aynı zamanda bir uçurtma gibi uçurabilir. Ağın ana yapısı, dairesel kısımları, avı yakalayacak kısmı için elastikiyetleri ve sağlamlıkları farklı ipler üretir.

Örümceklerin birçok türünde erkeğine göre 4 - 5 kat büyük olan dişinin çiftleştikten sonra erkeğini yediği doğrudur. Ancak bu erkeklerin bir gecelik zevk uğruna katlandıkları bir sonuç değil, kendi nesillerini devam ettirebilmek, kendi evlatlarını üretebilmek için kendilerini dişiye kurban etmeleridir.